Örme kazak giymiyorum. Bana örmek için heves edenlerle atışmaya giriyorum. Çocukları için bile olsa bir şeyler örenleri gördüğümde söyleniyorum.
“Çocuğun var farkında değilsin sanırım” diyorum.
“Nası yani? Herhalde farkındayım, zaten onun için örüyorum” diyor.
Örmüyorsun.. Öldürüyorsun. Hem kendine hem de ona daha faydalı olabileceğin zamanını öldürüyorsun.
Çoğunluğu İstanbul’da olmak üzere çeşitli yerlerde çeşitli programcı arkadaşlarım oldu. O zamanlar şahsi olarak kodların noktalı virgülüne kadar girmemiştim, daha çok işlerin “arayüz” tarafında idim. Elbette benim de beyhude işlerim oluyormuştur ama onlara göre soğanın bir dış halkasında olduğum için, ne kadar gereksiz şeylere ne kadar gereksiz vakit harcadıklarına şaşıyordum.
Arama cümleciğini
'sorgu=aranacak kelime'
yerine
`sorgu=aranacak kelime`
şeklinde girince 19 milisaniye daha kısa sürüyormuş! Waay!
Ne way’ı habibim..
Görende Google’ın kodlarını yazıyor sanacak, “anlık 100 bin ziyaretçi girdiğinde..” lütfen yeme beni.. taş çatlasa günde 30 kişinin gireceği bir sitenin veritabanı için uğraşıyorsun.
19 milisaniye x 30 ziyaretçi x 365 gün = 0.057 saat.
Ti’ye almak için söylemiyorum; Optimizasyon adına da çevrecilik adına da sıfırdan büyük her rakam, “çok büyüktür”. Evet ama yılda 0.057 saat tasarruf için 8 saat x 5,5 gün = 44 saat harcadın. Maşallah! // Şimdi Ti’ye alıyorum işte 🙂
Harcadığın zaman, kazandığın zaman ile 771 yıl sona kendini amorti edecek. // Çevrecilik şapkası taraf değiştirdi sanırım 😉
Bu şekilde geri dönüşü olmayan zamanı israf etmek yerine, 5000 TL /22 gün /8 x 44 = 1250 TL ile pek ala SSD + RAM alınabilir, o vakit de diğer işler için kullanılabilir.
Şöyle bir söz var, büyük harflerle yazmak isterim:
MÜKEMMEL, İYİ’Yİ ENGELLER.
Yanlış anlaşılmasın, “işi baştan savma yapalım” demiyorum. PC donanımıyla ya da Örgü Makinasıyla ekonomik ve zamansal maliyeti daha düşük olacak şeyler için günler, haftalar.. harcamayalım diyorum.
Kimse mezar taşımıza “Örgüleri çok güzeldi ya da kodları 19 milisaniye daha hızlı çalışırdı” yazmayacak.
Boşuna harcadığın her an ile aslında;
yeni keşiflerine ya da keyiflerine, çocuklarınla geçireceğin “kaliteli” zamana, ona verebilecek olduğun daha iyi şeylere,
hayata
geç kalıyorsun..