Belki de hep yanlış taraftayız.

Felsefi ve fikri tartışmalara girme cesareti olmayan bir kısım mütedeyyin camiada çok kullanılan bir argüman var:
— Ahiret varsa? Ben namazımı kılıp, oruç tutmakla çok bir şey kaybetmiyorum, Ahiret varsa kazançlıyım, yoksa bir kaybım yok.

Önceleri bu argüman mantıklı gelirdi.
Ancak sonraları ve özellikle son dönemler fark ettim ki; Ahirete inandığını söyleyenlerin %98’i gerçekten buna inanyor.

Mesela böyle kişilerden bazıları ahiret ve kader inancında bir tık daha ileri aşamaya geçip şöyle diyor:
— Şu anda bu odada isem, bu kaderimde var olduğu için buradayım. İsteseydim bile başka bir yerde olamazdım. Cennete gimek kaderimde varsa, ayyaş bile olsam bir süre istemesem bile namaz kılan birisi olurum.

Kader mevsuzunu baştan yanlış anlamış arkadaş. Ve Ulu(?) Alimler(?), “kader meselesini çok kurcalamayın dinden çıkabiliriniz” dedikleri için, yanlış anladığı mevzunun doğrusu nedir araştırmaya hiç yanaşmamış bile.

// [ İlginçtir ki; kader konusunu, bu alimlerin(?) aksine kısa ve net bir şekilde gayet anlaşılır bir şekilde anlatabilirim. İster İmam-ı Azam  ister Bediüzzaman kimden dinlemek isterseniz ondan dinleyin. Gelin bir de ben  anlatayım. Hangisinde daha net anlaşıldığına siz karar verin. Hodri Meydan! ] //

Üstteki anlayıştan devam edelim.
Neredeyse özgür iradesiz bir şekilde bu odada bulunmak kadere tabi ise bu kişilere şu soruları sormak gerek:

— Karşıdan karşıya geçerken neden sola-sağa bakarak yahut yeşil ışıkta geçiyorsun? Kaderinde ölmek yoksa, otobana bile atlasan ölmezsin ki. Senin iddia ettiğin bir şekildeki kader anlayışına göre yeşil ışık kontolü yapman, ilahi yargıyı sorgulamak hatta ona güvenmemek değil mi?

— Her türlü tedbiri alsan da nasıl olsa hastalanacaksan, neden kendine dikkat etmeye çalışıyorsun ki. İdeal bir kader yaklaşımında bunun makul bir açıklaması olabilir fakat senin inandığın şekildeki kader anlayışına göre, kışın ortasında incecik bir kıyafetle sabahtan akşama kadar kar topu oynayabilirsin. Nasıl olsa hasta olmak kaderinde yoksa hasta olmazsın. Zaten hasta olacaksan da evde otururken de hasta olursun.

— Yiyecek bir lokma nasbibin varsa, Hindistan’dan da olsa Yemen’den de olsa bu nasip sana geliyorsa,
veya emekli olduğunda yiyecek nasibin varsa
yahut 60’ından sonra 6 defa ameliyat olup ücretsiz bakım yapılması kaderinde varsa nedir bu Sigortalı İş meselesine tapınma?

Madem benim sağlık durumumun ileride iyi olması yahut yaşlı iken yiyip içeceklerimin Sağlayıcısı, sigortalı iş tanrısı o halde neden bu tanrıya şirk koşup kafirlik yapıyorsun?