[Spoiler içerir]

Azrail ile Oyun kolay değildir, senin hamlelerin varsa onun hamleleri de olacaktır elbet.

Hazel, annesini ve doktorunu Amsterdam için ikna eder ama akşamına adeta “Şah!” diyen bir ses duyar. Sesin sahibi bellidir. Sıra ondadır ve hamlesini yapmıştır: Hazel’in ciğerleri sıvıyla dolmuştur. Her iki manada da soluğu acilde alır.

// Pesimitliğini pekiştirmek isteyen olursa bi ara “Tanrı ile Satranç” konusunu tartışabiliriz..

Filmin içinden dışarı sıyrılıp baktığımızda sahnede; yerinde ve tadında kullanılmış bir ağır çekim var. Aynı zamanda atmosferi dramatize eden üflemeli çalgılardan çıkan bir müzik eşlik ediyor  -abartmadan dozunda- ki hepimiz biliyoruz ki; Filmlere RUH veren şey MÜZİKTİR.

// Sur’a üflemek, titreşim, frekanslar ve sicimler üzerine başka tartışma da yapabiliriz..

Hastanede kurul toplanır ve risklerin daha da arttığını söyler. Bu esnada Hazel’in anne ve babası el ele tutuşmuştur. Beklenen sonun yaklaştığını duymakta oldukları için farkında olarak ya da olmadan bir birlerine destek olmaktadırlar. Hazel’in çaresizlik nüfuz etmiş gözleri, ebeveynlerinin ellerine takılır, zihni ise geçmişe..

Benzer bir olay daha öncede olmuştur;
Hazel, annesinin “Artık anne olamayacağım” vaveylasıyla ıslanmış göz yaşlarına şahit olmuştur.

Şimdilerde beden ve zihin tembelliğine kucak tutan “yapacak bir şey yok” sözünün, gerçeğe en yakın manasını yaşamıştır. Ölüme karşı, çaresizliği, hücrelerine yavaşça sindirmekten başka, gerçekten yapacak bir şeyi yoktur.

// “En azından şimdilik!” diyerek topu, yakın zaman önce 12 Milyar Dolar değerlemeye ulaşan Samumed’in kurucusu Osman Kibar’a atıp devam ediyorum..

Neredeyse 30 defa okuduğu ve sürekli yarım kalan kitabın bizzat yazarı davet etmiştir ama doktorlar -özellikle başkan olan- bu Hollanda gezisine izin vermemiştir. Zaten her gün hücresel yıkımda olan Hazel psikolojik olarak da yıkılmıştır. Üzerinde neşeyle savrulduğu salıncak bile hüzünle yas tutmaktadır.

Nihayet Agustus’u arar. Karşıdan gelen “İyi misin?” sorusuna karşılık Hazel, -yine detay ama yine efsane naiflikteki bir oyunculukla- “Hayır” yanıtını verir.

Ardından yazar John Green, kendini alkışlatan bir ustalıkla Hazel karakterini konuşturmaya devam eder:

 


Görsel 1Görsel 2, Film görselleri The Fault in Our Stars